Anasayfa » Farsçadan Türkçeye Geçen Bazı Dini (İslami) Sözcükler

Farsçadan Türkçeye Geçen Bazı Dini (İslami) Sözcükler

Cihangir Hasan
Yayınlanma Tarihi: Son Güncelleme 0 yorum

İslam’a geçen Türklerin büyük çoğunluğu İslam’a Farslar aracılığıyla geçmişlerdir. Aynı zamanda İslam’la beraber Fars kültürünü de benimsemişlerdir. Bu yüzden İslami terimlerin birçoğu Türkçe’ye Farsçadan geçmiştir. Türkler İslam’a geçmeden önce de İrani halklarla ilişkilerde bulunmuştur.

din

Arapçada inanç ve ibadet kuralları sistemi anlamına gelen din (دين) sözcüğünün kökeni Orta Farsçada aynı anlama gelen dēn sözcüğüne dayanır. Orta Farsça sözcük de Avestaca daenā- sözcüğünden gelir. İrani sözcüğün Elamca aracılığıyla Akkadcadan geldiği, Akkadca’ya da Sümer dilindeki bir sözcükten geçtiği iddialar arasındadır. Sözcük günümüzde Farsçada da aynıdır: dîn (دین).

müslüman

Arapça s-l-m kökünden gelen muslim (مسلم) sözcüğü sonuna ek getirilerek Farsçalaştırılmış ve mosalmân (مسلمان) haline getirilmiştir. Farsça’dan da Osmanlı Türkçesine muslimân ya da müslimân (مسلمان) olarak geçmiştir. Hatta Yunanca (μουσουλμάνος yani mousoulmános), Fransızca (musulman), İtalyanca (musulmano) gibi pek çok Avrupa diline de Türkçeden geçmiştir ancak İngilizcede şu anda doğrudan Arapça muslim sözcüğü kullanılmaktadır (Britanya’nın Araplarla olan yakın ilişkilerinden dolayı olsa gerek)

namaz

Farsça saygı veya ibadet amacıyla yere kapanma anlamına gelen namâz (نماز) sözcüğünden gelmektedir. Orta Farsça namâz sözcüğü Avestaca’dan (nəmah-). Nihai anlamı (saygı veya ibadet amacıyla yere kapanma) Sanskrit dilindeki námas- (नमस्) ile aynıdır. Hintçe selam sözü olan namaste ifadesi de Sanskrit dilinde “sana boyun eğiyorum” anlamına gelir. İkisi de Proto-Hint-Avrupa dilinde “kurban, tapınma” anlamına gelen *némos sözcüğünden gelir. Antik Yunanca νέμος (némos) sözcüğü de aynı kökten gelmektedir.

Namazın Arapçası salat‘tır yani ṣalāh (صلاة); o da “ibadet, tapınma” anlamına gelen Klasik Süryanice ṣəlōṯ (ܨܠܘܬܐ) sözcüğünden gelir. Aslında ṣalāh Arapça’da İslami bir terim olmanın dışında genel olarak ibadet, tapınma anlamına gelmektedir.

oruç

Farsçada rûze (روزه) genel olarak oruç, oruç tutmak anlamlarına gelir. Türkçeye başka bir İrani dil olan Sogdcadaki aynı anlama gelen rôçag sözcüğünden geçmiş olması olasıdır.

Orucun Arapçası ṣawm (صوم) sözcüğüdür. Klasik Süryanice oruç tutmakla ilgili ṣ-w-m (ܨ-ܘ-ܡ‎) kökünden gelen anlamdaş ṣawmā (ܨܘܡܐ) sözcüğünden gelir. İbranicesi tsom (צום) sözcüğüdür.

bayram

Bayram sözcüğü de Orta Farsça kökenli bir sözcüktür. Eski Türkçede badram‘dır. Badram sözcüğü sevinç, neşe, mutluluk anlamlarına gelmektedir ve aynı anlamdaki Orta Farsça paḏrām sözcüğünden gelmektedir. Oğuz ve Kıpçak dillerinde d sesi y sesine dönüşmüş ve günümüzdeki anlamıyla kullanılmaya başlamıştır. Bayram sözcüğü aslında Türklerin İslam’a geçmesinden çok önce Türkçe’ye geçmiştir ve İslami bir terim değildir.

abdest

Farsça “su” anlamına gelen âb (آب) sözcüğü ile “el” anlamına gelen dast (دست‎) sözcüklerinin birleşimi. Farsçası âbdast (آبدست).

Arapça’da wuḍūʾ (وُضُوء) abdest anlamına gelir.

ayin

Farsçadan Türkçedeki “ritüel” anlamından başka “tören, gelenek” ve daha birçok anlama gelir. Kökeni Eski Farsça ve Avestacaya dayanır. Farsçası âyin (آیین‎).

günah

Farsçada “suç” anlamına gelen gunâh (گناه) sözcüğünden gelir. Ancak günümüzde Farsçada da birincil anlamı Türkçeyle aynıdır. Orta Farsçada “suç” anlamına gelen vināh/vinās sözcüğünden gelir o da Eski Farsçada “zarar, hasar” anlamlarına gelen vi-nath sözcüğünden gelir. Aramice ve Süryanice “suç, günah” anlamlarına gelen gunāyā sözcüğü Eski Farsça’dan alıntıdır. Arapça “cinayet” anlamına gelen cināya (جناية) Aramice sözcükten alıntıdır. Ermenice’de “zarar” anlamına gelen vnas (վնաս) sözcüğü de Orta Farsçadaki sözcükten gelir. Gürcüce unasi (უნასი) de aynı şekilde.

hüda

Farsça “tanrı, hükümdar, sahip” anlamlarına gelen hodâ ya da χodā (خدا) sözcüğünden gelir. Farsça sözcük de aynı anlama gelen Orta Farsça χʷadāy sözcüğünden gelir o da yine aynı anlama gelen Avestaca χʷa-dāta sözcüğünden gelir. Avestaca sözcük “kendi” anlamına gelen hva-/χʷa ve “vermek, koymak, yapmak, yaratmak, belirlemek” anlamlarına gelen dā- sözcüklerinin birleşiminden oluşur.

peygamber

Farsçada paygâmbar (پيغامبر) sözcüğü “haberci, elçi, haber getiren, (özellikle) tanrıdan haber getiren” anlamına gelmektedir. “Haber, ileti” anlamına gelen paygâm/payâm (پيغام) ile “getiren, taşıyan” anlamına gelen -bar ekinin birleşmesinden oluşur. Farsça paygâm/payâm sözcüğü aynı anlama gelen Orta Farsça patgām sözcüğünden, Orta Farsça sözcük Eski Farsça *pati-gāma ve Avestaca paiti-gāma sözcüğünden gelmektedir. Ermenice’de “haber, mesaj” anlamlarına gelen badkam (պատգամ) sözcüğü de Orta Farsça patgām sözcüğünden gelir.

Peygamber sözcüğünün Öz Türkçe karşılığı yalvaç‘tır.

Peygamber sözcüğünün Arapçası rasūl (رَسُول) sözcüğüdür. Dini anlamı dışında “haberci, elçi, temsilci” anlamlarına da gelmektedir. Kuran’da “melek” anlamında da kullanılmıştır (Şûrâ suresi, 51. ayet) “Göndermek”le ilişkili r-s-l (ر س ل) kökünden gelir.

hoca

Farsça saygın kimse, efendi anlamlarına gelen hâce/hâca daha doğrusu χʷāca/χoce (خواجه) sözcüğünden gelir. “Hüda” sözcüğü ile kökendeş olabilir. Kökeninin İrani olduğu neredeyse kesindir. 13. yüzyıldan itibaren Fars ve Türk ülkelerinde yaygınlık kazanmıştır.

Kaynaklar

İlgili İçerikler